5 Ekim 2012 Cuma

TERASTAKİ HAVLU

Aynı terasa açılıyordu yan yanaydı kapılarımız kaldığımız pansiyonda.Akşam
üzerleri kaşılaşıyorduk, ortak duş, ortak mutfak, çekingen bir
selamlaşma.Aynı terasta yan yana kuruyordu çamaşırlarımız, bu ürpertiyordu
beni; acemi, tutuk bir kaç sözlük eşliğinde beyaz şarap içerek aynı terasta
seyrediyorduk günbatımını, bu da ürpertiyordu beni.Işığın azalan şiddetinde
yan yanaydı terasa vuran gölgelerimiz ve karışıyordu birbirine.
Elimizde olmadan gülümsemiştik bakışlarımız çarpıştığında, sahildeydik ve
aynı kitabı okuyorduk ilk karşılaşmamızda.
Sezon açılmamıştı, seyrekti sahiller, daha erken yaz gülümsüyordu.
Pansiyon önündeki sandalların kıpırtısı, çiçeklerin çekingen dirimi,
günbatımıyla gölgelenmiş alanların rengi kalmış aklımda.İkimizde yalnızdık
ve birbirimize ilişmemeye çalışıyorduk adını kimselerin bilmediği o uzak
sahil kasabasında.
Oysa güneşin batışını izlemek gibi kendiliğinden bir birlikteliğe dönüştü
paylaştığımız şeyler.
Birbirinden kamaşmaya başlamıştı tenlerimiz dokunmasan da yanındaki gövdeyi
duymanın şiddetine dönüşmüştü aramızdaki çekim.
Tenin çağrısı hazırdı kendine kurulan bütün tuzaklara.
O akşam terastaydık gene.Gün çoktan batmıştı. Çamaşırlar asılıydı uzaktan
şarkılar geliyordu ve kekik kokuları.Nedense her zamankinden başka
bakıyordun bana.
Sonra usulca dedin ki:
'İlk kez bir erkeğin tenine dokunma isteği duyuyorum içimde.'
Benim için yaz başlamıştı.
'Dokun öyleyse,' dedim.
Sustun.Uzun uzun baktık birbirimize.Kendine nasıl karşı koyduğun okunuyordu
yüzünün derinliklerinde.Sonra hiçbirşey söylemeden usulca kalktın, odana
gittin, yavaşça örttün kapını.Saatlerce orada, gecede ve o terasta kaldım.
Sabah uyandığımda odanın kapısı açıktı, eşyalarını toplayıp gitmiştin
baktım.Yalnızca terasta unuttuğun havlu çırpınıyordu rüzgârda.
Bir daha hiç rastlamadım sana, hirbir yerde hiçbir yazda.Düşünüyorum aradan
tam on üç yıl geçmiş.On üç yıl önce içinde uyanan isteğin anısı saklı
duruyor mu sende?
Birden adını hatırlamadığımı farkettim bu şiiri yazarken, ama terasta
çırpınan havlunun rengi hâlâ gözlerimin
önünde.
On üç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin, bu kavurucu günlerde
neden ansızın aklıma düştüğünü sordum kendi kendime.Sonra anladım:
Bir aşk birçok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiçbir seferinde.

Yazar : MURATHAN MUNGAN