11 Eylül 2013 Çarşamba

AMSTERDAM

Amsterdam Hollanda'nın başkentidir. Ancak ülke hükümetin ve meclisin bulunduğu Lahey'den yönetilir.
12. yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan Amsterdam, bugün Hollanda'nın kişi sayısı bakımından en büyük, kültürel ve parasal yönden de en önemli kentidir. Kentte 2005 sayımına göre 742.209 kişi yaşasa da, bu sayı çevresiyle birlikte 1,5 milyonu bulur.
Adı, ilk kurulduğu zamanlarda Amstel ırmağının üzerine kurulan su bendi ("dam") olan Amstelredamme'ın zamanla Amsterdam olmasından gelir.
Özellikle, Amsterdam'da bulunan Dam Meydanı çok ünlüdür ve dünyanın birçok yerinden ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Amsterdam, çoğunlukla 17. yüzyıldan kalma yapılarıyla, Avrupa'daki en köklü kent dokularından birini barındırır. Kentin eski bölümü iç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşur. Bu kanalların iki yakasındaki tarihî evlerin bir bölümü bugün ev, geri kalanı ise, kamu ya da özel işyeri olarak kullanılır.
Hollanda'nın birçok yerinde olduğu gibi, Amsterdam'da da kanallar bataklık olan bölgede öncelikle suları denetim altına almak için kazılmıştır. Bunun yanısıra savunma ile ulaşım için de kullanılmıştır. Bazı kanalların üzerinde tekne evler bulunur. Bunlar genellikle eski tekneler ya da baştan ev olarak tasarlanmış teknelerdir. İlk olarak 60'lı 70'li yıllardaki konut sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkan tekne evler, bugünlerde yalnızca zorunluluktan değil, daha çok bir yaşam tarzı yeğlemesi olarak öne çıkmaktadır.
Tanınmış Concertgebouw ('konser yapısı') senfoni orkestrası ('Concertgebouworkest') Amsterdam'da bulunur.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Amsterdam,

erişim tarihi ,12.09.2013

HANGİ BURÇ,HANĞİ ŞEHİR?

http://www.twitburc.com.tr/YaziDetay.aspx?id=18

Zeynep Turan ı takip edenler, mutlaka okumalı..



24 Şubat 2013 Pazar

Günün sözü

Konuşarak anlatılmaz herşey,bazen susmak yeter aslında.Unutma ;konuşmak bir ihtiyaç olabilir ama susmak cevaptır aslında anlayana.

Dostoyevski

5 Ekim 2012 Cuma

TERASTAKİ HAVLU

Aynı terasa açılıyordu yan yanaydı kapılarımız kaldığımız pansiyonda.Akşam
üzerleri kaşılaşıyorduk, ortak duş, ortak mutfak, çekingen bir
selamlaşma.Aynı terasta yan yana kuruyordu çamaşırlarımız, bu ürpertiyordu
beni; acemi, tutuk bir kaç sözlük eşliğinde beyaz şarap içerek aynı terasta
seyrediyorduk günbatımını, bu da ürpertiyordu beni.Işığın azalan şiddetinde
yan yanaydı terasa vuran gölgelerimiz ve karışıyordu birbirine.
Elimizde olmadan gülümsemiştik bakışlarımız çarpıştığında, sahildeydik ve
aynı kitabı okuyorduk ilk karşılaşmamızda.
Sezon açılmamıştı, seyrekti sahiller, daha erken yaz gülümsüyordu.
Pansiyon önündeki sandalların kıpırtısı, çiçeklerin çekingen dirimi,
günbatımıyla gölgelenmiş alanların rengi kalmış aklımda.İkimizde yalnızdık
ve birbirimize ilişmemeye çalışıyorduk adını kimselerin bilmediği o uzak
sahil kasabasında.
Oysa güneşin batışını izlemek gibi kendiliğinden bir birlikteliğe dönüştü
paylaştığımız şeyler.
Birbirinden kamaşmaya başlamıştı tenlerimiz dokunmasan da yanındaki gövdeyi
duymanın şiddetine dönüşmüştü aramızdaki çekim.
Tenin çağrısı hazırdı kendine kurulan bütün tuzaklara.
O akşam terastaydık gene.Gün çoktan batmıştı. Çamaşırlar asılıydı uzaktan
şarkılar geliyordu ve kekik kokuları.Nedense her zamankinden başka
bakıyordun bana.
Sonra usulca dedin ki:
'İlk kez bir erkeğin tenine dokunma isteği duyuyorum içimde.'
Benim için yaz başlamıştı.
'Dokun öyleyse,' dedim.
Sustun.Uzun uzun baktık birbirimize.Kendine nasıl karşı koyduğun okunuyordu
yüzünün derinliklerinde.Sonra hiçbirşey söylemeden usulca kalktın, odana
gittin, yavaşça örttün kapını.Saatlerce orada, gecede ve o terasta kaldım.
Sabah uyandığımda odanın kapısı açıktı, eşyalarını toplayıp gitmiştin
baktım.Yalnızca terasta unuttuğun havlu çırpınıyordu rüzgârda.
Bir daha hiç rastlamadım sana, hirbir yerde hiçbir yazda.Düşünüyorum aradan
tam on üç yıl geçmiş.On üç yıl önce içinde uyanan isteğin anısı saklı
duruyor mu sende?
Birden adını hatırlamadığımı farkettim bu şiiri yazarken, ama terasta
çırpınan havlunun rengi hâlâ gözlerimin
önünde.
On üç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin, bu kavurucu günlerde
neden ansızın aklıma düştüğünü sordum kendi kendime.Sonra anladım:
Bir aşk birçok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiçbir seferinde.

Yazar : MURATHAN MUNGAN

13 Mayıs 2012 Pazar

DESEM Kİ
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum. 

CAHİT SITKI TARANCI

10 Haziran 2011 Cuma

Avakadolu Kanepeler


Malzemeler:
1 adet avakado
2 diş dövülmüş sarımsak
1 adet küp küp doğranmış domates
Yarım limonun suyu
1 çay kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı sirke
6 ince dilim ekmek
Birkaç tutam dereotu



Hazırlanışı:
Avakado ,bir bıçak yardımı  ikiye bölünür. İçindeki çekirdek çıkarılır. Bir kaşık yardımı ile içi çıkarılıp, bir kaseye konur ve bir çatal yardımı ile ezilir. Daha sonra sarımsak, limon suyu ve zeytinyağı ilave edilir ve karıştırılır. Ekmek dilimlerinin üzerine; bu karışım sürülür. Üzerine domates konup ,birkaç tutam dereotu serpilir.

16 Şubat 2011 Çarşamba

Damla çikolatalı diyet kurabiye

Malzemeler:
2 tane yumurta
1çay fincanı. Tozşeker
1 çay fincanı sıvıyağ
2 yemek k. kakao
2 çay fincanı kepekli un
1 p. kabartma tozu
1 p. vanilya
3 yemek k. damla çikolata

Geniş bir kaba yumurtaları kıralım, sıvıyağı ve şekeri alıp elimizle biraz karıştıralım. Daha sonra kakao, un, kabartma tozu, vanilya ve çikolatayı ilave edip elimizle yoğuralım. Ellerimizi hafif yağlayarak yumurta büyüklüğünde parçalar koparalım. Yuvarlayarak şekil verelim. Yağlı kâğıt serdiğimiz fırın tepsisine dizelim.160 Derecelik ısıda 10 dakika pişirelim. İçine sevginizi katmayı unutmayınız. Afiyet olsun.